Kaç yıl oldu diye sorduklarında sayısal bir cevap veremem, zaman benim için sayısal bir kavram değil çünkü. Bir yıl herkes için farklı uzunlukta, sevdiği birini kaybetmiş biri için ise asırla eşdeğer olabilir. Zaman… kime göre kaç yıl? Sana göre mi, bana göre mi?
Çok anneler günü geçti üzerinden, 6 anneler günüdür de ben bir anneyim. Keşkelerim çok bazıları can yakan.
Keşkelerimden biri ise Kocakişisinin annemi hiç tanıyamamış olması, o’nunla annem hakkında sohbet edebilmek isterdim.
Biz çocukken anneme çiçek bile vermemiz yasaktı, bir anneler gününde elma ağacından bahar dalı koparmaya çalışan abimin ağaçtan düşüp yaralanması bu yasağı getirmişti, annem ne zaman hatırlasa ağlardı. Bu yasağı bir kez deldik küçük kardeşim ile annemden aldığımız para ile anneme bir yüzük ve bir mendil aldık yüzük öyle büyüktü ki başparmağına bile takamamıştı. Şanslı bir çocuktum sevildiğimi yoğun bir şekilde hissedebildim. Birlikte geçirdiğimiz yıllar boyunca anneme onu sevdiğimi sık sık söyledim kucağına sığmasamda kedi gibi kıvrıldım. O gidene kadar ben hiç büyümedim, ondan sonra ise bir günde büyüdüm büyümediğim bütün yaşları ve daha fazlasını. Büyüme sürecim içinde ise ben oldum evrilerek. Büyüdüğümü hiç göremediği için bu gün bir kaç saatliğine misafir gelsin isterim kahve yapardım ona sofralar kurardım sanırım ben ona hiç yemek yapmamıştım, sonra sımsıkı sarılıp onu sevdiğimi söyleyip vedalaşırdım, biz vedalaşamadık çünkü.
Tüketim düzeninin desteklediği tüm günlere karşı Kocakişisi ile ortak bir tavrımız var kutlamıyoruz. Anneler günü, doğum günleri, evlilik yıldönümü ve sevgililer günü. Bunun dışında sevdiklerimize sevgimizi sürekli hissettirmeye çalışıyoruz.
Sevgiyi hissettirdiğiniz ve doyasıya hissedebildiğiniz günler geçirmeniz dileklerimle.
Fotoğraflar sararmaya başlamış dijitaj ortama aktarmalıyım.
